ketojenik diyet

Ketojenik diyet, yüksek yağ ve protein alımı; düşük karbonhidrat tüketimi ile karakterize bir beslenme protokolüdür. Başlıca dört tür ketojenik diyet vardır:

  1. %90 yağ, %4 karbonhidrat ve %6 protein bazlı klasik ketojenik diyet.
  2. %10 uzun zincirli trigliserit yağı, %60 orta zincirli trigliserit yağı, %20 karbonhidrat ve % 10 protein bazlı diyet.
  3. %65 yağ, %10 karbonhidrat ve %25 protein bazlı Atkins diyeti.
  4. %60 yağ, %10 karbonhidrat ve %30 proteine dayalı düşük glisemik indeksli diyet.

Çok Düşük Kalorili Ketojenik Diyet Nedir?

Çok düşük kalorili ketojenik diyette karbonhidrat alımı günde 50 g dan az (enerjinin %13’ünden az), protein alımı kilo başına 1-1,5 g (enerjinin %44 ünden az) ve yağ alımı enerjinin %43 ü kadardır. Toplam kalori alımı 800 kcal/gün ’ün altındadır.

Çok düşük kalorili ketojenik diyette karbonhidrat alımı azalır. Bu durum vücudu ketogeneze neden olan yağ asidi oksidasyonuna geçmeye zorlar. Ketogenez, trigliseritlerin yağ asitlerine ve keton cisimlerine hidrolize edildiği metabolik bir yoldur.

Klinik çalışmalar çok düşük kalorili ketojenik diyetin; kalp yetmezliğini iyileştirme, şizofreni, multiple skleroz (MS), Parkinson ve Alzheimer hastalıklarında nöro-koruyucu özellik, inflamasyonu iyileştirme, obeziteyi azaltmada etkili olduğunu göstermiştir.

Obezite Nedir?

Obezite vücuda besinler ile alınan enerjinin, harcanan enerjiden fazla olmasından kaynaklanır. Vücut yağ kütlesinin, yağsız vücut kitlesine oranla artması ile açıklanan kronik bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), bireyin vücut kitle indeksi (VKİ) 30 kg/m2’ye eşit veya daha büyük olması durumunda obez olduğunu söylemektedir. Obezite; kalp hastalıkları, hiperkolesterolemi, hipertansiyon, depresyon, endotelyal, inflamatuvar ve hormonal değişikliklere neden olabilir. Kardiyovasküler hastalıklar ve obezite arasında doğrudan bir ilişki olduğu için obezite prevalansı artarsa, kardiyovasküler hastalık prevalansı da artacaktır.

Bağırsak Mikrobiyotası Nedir?

Bağırsak mikrobiyotası, kişinin metabolik koşullarıyla ilişkilendirilir ve beslenme alışkanlığı ile düzenlenir. Ayrıca mikrobiyota sağlığı iştah ve vücut ağırlığı dengesi üzerinde oldukça etkilidir. Bağırsak sağlığı (mikrobiyota) ile obezite arasında bir ilişki vardır. Bağırsaklar ne kadar sağlıklıysa obeziteye olan eğilim de o kadar azalır.

Çok Düşük Kalorili Ketojenik Diyetin Obez Olan Bireylerin Mikrobiyotası Üzerine Etkisi

Sağlıklı bağırsak mikrobiyotası;’’Firmicutes, Bacteroidetes, Actinomycetes, Proteus, Fusobacteria ve Verru-comicrobia’’ adlı faydalı bakterilerden oluşmaktadır.

Çok düşük kalorili ketojenik diyetin obez olan bireylerin mikrobiyotası üzerine etkisinin incelendiği çalışmalarda, obez olan bireylerde obez olmayan bireylere kıyasla Bacteroidetesde azalma, Firmicutesde artma ve Firmicutes / Bacteroidetes oranında artış gözlemlenmiştir. Ayrıca disbiyozisden sonra mikrobiyotayı geri yenileyebileceği sonucuna varmışlardır. Obez bireylerde çok düşük kalorili ketojenik diyet uygulaması mikrobiyata sağlığı üzerinde olumlu etkiler göstermektedir. Bu diyet tedavisi obezite bireylerde hem kilo kontrolü hem de bağırsak bakterilerinin onarımı açısından uygulanabilir.


Önümüzdeki 6 ay içinde sağlığınızı geri kazanmak ve fazla kilolarınızdan kurtulmak için İzmir Diyetisyen Gizem Tunçtürk ile birlikte ketojenik diyet deneyin.

Kaynak: Zambrano, Ana Karina, et al. “The Impact of a Very-Low-Calorie Ketogenic Diet in the Gut Microbiota Composition in Obesity.” Nutrients 15.12 (2023): 2728.

post-img
Prev post

Aralıklı Oruç Nedir?

Next post

Yaşlanma Karşıtı Smoothie Tarifi

post-img
Bültenime Abone Ol